Zap markası işte tam bu ihtiyaca cevap vermek üzere yaratıldı: Ülkemizin el değmemiş, sanayi tarımının hiç girmemiş olduğu bir bölgesinde yetişiyor Zap ürünleri. Hakkari’nin yüce dağlarının arasında Dicle’ye doğru akan Zap Suyu ve onu besleyen dereler binlerce yıl içerisinde derin vadiler kazıdı.
Aylarca karın altında kalan zirvelerin aksine, Zap Vadisi’nde Akdeniz iklimini andıran bir mikro iklim hakimdir. Bu mikro iklim sayesinde Zap Vadisi’nde üzümden elmaya, cennet hurmasından kayısıya, duttan cevize, erikten çeşit çeşit nara kadar her türlü meyve yetişir. Fasulye, börülce, nohut, maş fasulyesi gibi bakliyat türlerinin yanında daha ziyade sıcak iklimlerin ekinleri pirinç ve susam da yüzyıllardan beri yetiştirilmektedir. Zap Vadisi ve yan vadilerinin iklimi tarıma uygun olduğu, suyu bol ve temiz olduğu halde, tarla olarak kullanılabilecek arazi azdır. Nehir boyunca kayalar genelde dimdik göğe doğru yükselir. Eski bir yerleşim yeri olan Çêle – yeni adı ile Çukurca – Zap Vadisi’nden biraz yukarıda, eğimi nispeten az olan bir yamaçta kuruludur.
Yerleşimin aşağısında, binlerce yılın emeği ile yapılmış teraslar halinde tarlalar Zap Suyu kenarına kadar uzanmaktadır.Tarlalar küçük olduğu için geleneksel üretim biçimlerine devam edilir, büyük tarım makinelerinin burada işi olamaz. Tarım hala insan gücü ile, hayvan gücü ile veya küçük traktörler yardımı ile yapılır. Hayvan gübresi ile bereketli hale getirilen tarlalara nesillerden beri bu coğrafyaya ait tohumlar ekilir, lezzetine doyum olmayan ürünler yetiştirilir.
Bugüne kadar bölgesinin dışına çıkmamış bu kıymetli tarım mahsullerini Türkiye’nin her yerinde oturan bilinçli ve sorumlu tüketicilerle buluşturabilmek amacıyla Zap markasını oluşturduk.
Ekimden paketlemeye kadar adım adım kontrol edilen Zap ürünlerini kapınıza kadar, Hakkari’nin tertemiz doğasını mutfağınıza kadar getirelim…Afiyet olsun!